Deniz Kirliliği Nedir? Ekosistem Neden Tehlikede?
- Çevre Bilinci ve Eğitim
- 25 Nisan 2025

Denizler, yeryüzünün %70’ini kaplayan ve küresel yaşam döngüsünün temelini oluşturan hayati ekosistemlerdir. Sadece bir tatil mekanı ya da ulaşım yolu değil; oksijen üretiminin büyük kısmını sağlayan planktonların yaşam alanı, milyarlarca insanın geçim kaynağı ve gıda deposudur. Ancak bu devasa mavi alanlar günümüzde ciddi bir tehdit altında: deniz kirliliği. Bu yazıda deniz kirliliği nedir, Türkiye’deki durumu nasıldır, nedenleri, sonuçları ve deniz ekosistemine etkileri gibi konuları detaylı ve bilimsel temellere dayalı olarak ele alacağız.
Deniz Kirliliği Nedir?
Deniz kirliliği, insan faaliyetleri sonucu denizlere fiziksel, kimyasal veya biyolojik zararlı maddelerin karışmasıyla oluşan çevresel bir sorundur. Bu maddeler su kalitesini düşürür, deniz canlılarının sağlığını bozar ve ekosistem dengelerini sarsar. Kirletici unsurlar arasında plastik atıklar, petrol, ağır metaller, tarımsal kimyasallar, kanalizasyon suları ve hatta gürültü kirliliği bile yer almaktadır.
Deniz kirliliği, yüzeyde görülebilen plastik şişeler kadar görünmeyen mikroplastikler, zehirli alg patlamaları (red tide) ve deniz tabanında biriken ağır metallerle de kendini gösterir.
Türkiye’de Deniz Kirliliği
Üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye, Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz gibi farklı ekolojik özelliklere sahip deniz alanlarına sahiptir. Bu durum hem avantaj hem de sorumluluk anlamına gelir. Ancak ne yazık ki Türkiye’de deniz kirliliği, hızla artan nüfus, kentleşme, kontrolsüz sanayileşme ve denetimsiz atık yönetimi nedeniyle ciddi boyutlara ulaşmıştır.
Marmara Denizi Örneği: Müsilaj Krizi
2021 yılında Marmara Denizi’ni etkisi altına alan müsilaj (deniz salyası) sorunu, Türkiye’deki deniz kirliliğinin açık bir yansımasıdır. Bu biyolojik olay, atık suların denize arıtılmadan boşaltılması, sıcaklık artışı ve denizdeki durağanlık gibi faktörlerin birleşimiyle ortaya çıktı.
Kanalizasyon ve Endüstriyel Atıklar
Özellikle kıyı şehirlerinde evsel atıkların doğrudan denize verilmesi hâlâ yaygın bir sorundur. Sanayi bölgelerinde ise, yetersiz denetim ve arıtma altyapısı nedeniyle ağır metaller (kurşun, cıva, arsenik) ve kimyasal atıklar denizlere karışmaktadır. Bu durum sadece deniz canlılarını değil, deniz ürünleri tüketen insanları da tehdit etmektedir.
Deniz Kirliliğinin Sebepleri
1. Plastik Kirliliği
Her yıl yaklaşık 8-12 milyon ton plastik atığın okyanuslara karıştığı tahmin edilmektedir. Bu plastikler yüzeyde, su kolonunda ve deniz tabanında birikir. Plastik kirliliği, yavaş çözünmesi nedeniyle yıllarca doğada kalabilir ve mikroplastiklere ayrılarak besin zincirine dahil olur.
2. Tarımsal Atıklar ve Kimyasal Gübrelere Bağlı Ötrofikasyon
Tarımda kullanılan gübre ve pestisitlerin yağışla yüzey sularına karışması sonucu oluşan ötrofikasyon, alg patlamalarına ve oksijen yetersizliğine neden olur. Bu da balık ölümleri ve deniz tabanında “ölü bölgeler” oluşmasıyla sonuçlanır.
3. Petrol Sızıntıları ve Gemicilik Faaliyetleri
Tanker kazaları, sızıntılar ve gemi bakım işlemleri sırasında denize bırakılan petrol, deniz yüzeyini kaplayarak ışık geçirgenliğini azaltır ve fitoplanktonları olumsuz etkiler. Bu, deniz yaşamının temelini sarsar.
4. Ağır Metaller ve Sanayi Atıkları
Sanayi bölgelerinden gelen cıva, kadmiyum, arsenik gibi ağır metaller suya karıştığında deniz canlılarında birikir ve gıda zincirine dahil olarak insan sağlığını tehdit eder. Bu tür kirleticiler, balıkların beyin, böbrek ve üreme sistemlerini etkiler.
5. Gürültü Kirliliği
Sonar sistemleri, yüksek frekanslı gemi motorları ve deniz altı inşaat çalışmaları deniz canlıları, özellikle de balinalar ve yunuslar için ciddi strese ve yön bulma sorunlarına neden olur.
Deniz Kirliliğinin Sonuçları
1. Deniz Biyolojik Çeşitliliğinin Azalması
Kirli sular birçok canlının yaşam alanını daraltır. Mercan resifleri, planktonlar, deniz kaplumbağaları ve balinalar gibi hassas türler ilk etkilenenler arasındadır.
2. Gıda Güvenliği Tehlikesi
Deniz ürünleri, özellikle kabuklu deniz canlıları, kirleticileri vücutlarında biriktirir. Bu da deniz ürünlerini tüketen insanlarda kanser, hormonal bozukluklar ve sinir sistemi sorunlarına yol açabilir.
3. Ekonomik Kayıplar
Balıkçılık sektöründe verim düşer, turizm olumsuz etkilenir. Temiz plajlar kirlendiğinde turist sayısı azalır; bu da bölge ekonomisine darbe vurur.
4. Ekosistem Dengesinin Bozulması
Besin zincirinin her halkası etkilendiğinde, zincirin tamamı zarar görür. Fitoplanktonlar, zooplanktonlar, küçük balıklar, büyük balıklar ve insanlar bu zincirin birer parçasıdır.
Deniz Kirliliğinin Ekosisteme Etkileri
1. Besin Zincirinde Biyoakümülasyon ve Biyomagnifikasyon
Toksik maddeler planktonlar tarafından yutulur, küçük balıklara, sonra daha büyük balıklara ve nihayet insanlara kadar ulaşır. Her basamakta bu maddelerin yoğunluğu artar (biyomagnifikasyon).
2. Oksijen Eksikliği ve Ölü Bölgeler
Ötrofikasyonun tetiklediği alg patlamaları, sudaki oksijen seviyesini düşürür. Bu da deniz tabanında yaşamın tamamen durduğu ölü bölgeler oluşmasına neden olur.
3. Mercan Resiflerinin Tahribatı
Mercanlar, kirliliğe karşı aşırı hassastır. Sıcaklık artışı, asidifikasyon ve kimyasallar mercan beyazlaşmasına ve sonunda resiflerin ölmesine neden olur.
4. Türler Arası Dengesizlik
Kirliliğe karşı dayanıklı türler hızla çoğalırken, hassas türler yok olur. Bu da biyolojik dengeyi bozar ve istilacı türlerin artmasına yol açar.
Deniz Kirliliğiyle Mücadelede Ne Yapılabilir?
Bireysel Önlemler
- Tek kullanımlık plastiklerden kaçının.
- Geri dönüşüm uygulamalarına katılın.
- Kıyılarda düzenlenen temizlik kampanyalarına destek olun.
Devlet ve Belediyelerin Rolü
- Arıtma tesislerini yaygınlaştırmak.
- Sanayi tesislerini sıkı biçimde denetlemek.
- Deniz kirliliğini önlemeye yönelik kanunları etkin uygulamak.
Uluslararası İşbirliği
Denizler ülkelerle sınırlı değildir. Akdeniz, Karadeniz gibi ortak havzalar için bölgesel iş birlikleri ve uluslararası sözleşmeler (örneğin Barselona Sözleşmesi) büyük önem taşır.
Eğitim ve Farkındalık
- Okullarda çevre ve deniz bilinci eğitimleri verilmelidir.
- Toplum genelinde bilinçlendirme kampanyaları artırılmalıdır.
Deniz kirliliği, gözle görülemeyen ancak etkileri hissedilen bir çevre krizidir. Türkiye gibi üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkenin bu konuda öncü politikalar geliştirmesi ve vatandaşlarının daha bilinçli davranması kritik önemdedir. Bugün atacağımız adımlar, sadece bugünü değil, gelecek nesillerin sağlıklı bir yaşam sürmesini de güvence altına alacaktır. Ve bunların yanında Enerji Verimliliğine hizmet edecek bilgi ve farkındalıklar dünyamızın genel çevre sağlığı için önemlidir ve olumlu sonuçlar ortaya çıkarır.
S.S.S.
Henüz yorum yapılmamış.